Kadınlar 28 Mayıs’ta bir seçim yapmak zorunda
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, FOX TV ekranlarında yayınlanan İlker Karagöz ile Çalar Saat programına konuk oldu. Kadıgil, programda Karagöz’ün sorularına yanıt verirken, 28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine dair açıklamalarda bulundu.
Kadıgil açıklamalarında 28 Mayıs’ta yeniden bir seçim yapılacağını ve herkesin umudunu diri tutması gerektiğini söylerken, kadınlara seslendi. TİP Sözcüsü Kadıgil, Meclis’te kadın düşmanlarının çoğunlukta olduğunu ve Türkiye’deki tüm kadınların bir seçim yapmak zorunda olduğunu ifade etti.
Konuşmasının başında Meclis’te AKP sıralarından vekil bulunduracak olan HÜDA PAR’a; Hizbullah’ın siyasi uzantısı olduğu iddialarıyla yükselen tepkilere ilişkin konuşan Sera Kadıgil, “Hizbullah’ın siyasi uzantısı, diri diri domuz bağıyla bağlayıp betona gömenlerin, Gaffar Okkan’ı öldürenlerin, kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gördüklerini açık açık yazanların olduğu bir yapı 4 milletvekiliyle Recep Tayyip Erdoğan sayesinde Meclis’te temsil ediliyor” dedi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun 15 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmesi gerektiğini savunduğunu hatırlatan TİP Sözcüsü şöyle devam etti:
“Bütün kampanyalarını kadın düşmanlığı üzerinden kuran bir yapıyla karşı karşıyayız. Bir tek HÜDA PAR da değil, yanında Yeniden Refah da var. Yanında AKP de var, MHP de var. Bunların tamamı kadın düşmanı yapılar. Önümüzdeki seçim artık bizim için bir seçim falan değil. Biz bir başkan falan seçmeyeceğiz. Siyasi görüşü fark etmeksizin bütün kadınlar için söylüyorum. Biz önümüzdeki 5 yılın kaderini belirleyeceğiz kadınlar için. Taliban mı olacağız, karma eğitime karşı çıkan, kız çocuklarının evlendirilmesi gerektiğini savunan, 6284 ve bizim canımızı koruyan ne kadar mevzuat varsa onlardan geri çekinilmesi gerektiğini savunan, nafaka hakkına göz diken bir yapıya mı oy vereceğiz, yoksa mevcut kazanımlarımızı korumaya mı çalışacağız? Bizim için seçim bu kadar basit. Bir kadınsanız önümüzdeki seçim son derece basit. Kadın düşmanlarını Meclis’e sokan Recep Tayyip Erdoğan’ı mı seçeceksiniz yoksa yüz yıllardır verdiğimiz mücadeleyle kazandığımız mevzuatları korumayı mı seçeceksiniz?”
‘ERDOĞAN HALKA BİR YALANI ANLATTI’
Seçim öncesi Meclis çoğunluğunun muhalefet tarafından kaybedilmesini beklemediklerini belirten Sera Kadıgil, İlker Karagöz’ün “Niye böyle oldu?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Çünkü çok yalan söylediler. O kadar çok yalan söylediler ki… Birçok kadın arkadaşımla konuşuyorum hala şunu söylüyorlar: ‘Ben terörist değilim o yüzden Recep Tayyip Erdoğan’a verdim.’ Montajcılıktan bahsediyorum. Erdoğan bir yalanı halka anlattı. Hiç utanmadan yaptı bunu. Kendi ağızıyla söylüyor şimdi ‘Ha montaj ha bilmem ne’ diye. Olmadık yalanlar söylüyorlar. O yüzden ısrarla diyoruz ki; ‘Erkeklerin söyledikleri yalanlara değil, kadınlara kulak vermesi gerekiyor bu seçimde kadın seçmenin. Bu yalanlarla devam edebilecek durumumuz gerçekten yok.”
‘SAHTE VİDEO ÜRETENE SAHTEKAR DENİR’
Sera Kadıgil, Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimlerinden önce düzenlenen mitinglerde yurttaşlara gösterilen CHP’nin “Haydi” reklam filmine montaj ile PKK yöneticilerinden Murat Karayılan’ın görüntüsünün eklendiğini kabul etmesine ilişkin de konuştu.
Kadıgil, “Sahte üretene ne denir?” sorusuna “Sahtekar denir, ahlaksız denir, terbiyesiz denir, yalancı denir ve halka yalan söylemek suçtur” dedi:
“Gerçekten izlerken utanıyorum. Koca koca adamlar hiç utanmadan bu yaptıkları rezilliği hem itiraf ediyorlar hem hiç utanmadan savunmaya çalışıyorlar. Murat Kurum ‘Bizim için gerçek olup olmadığının bir önemi yok’ diyor. Aslında AKP iktidarının özetini yapıyor. Onlar için neyin doğru neyin yanlış, neyin gerçek neyi yalan olduğunun hiçbir önemi yok. Bu yapılanın hakikaten kibar bir karşılığını bulamıyorum. Bu kadar büyük bir ahlaksızlık olur mu? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan, bir partinin genel başkanı olan, 40 yıldır siyasette olan bir erkek çıkıp kanal kanal, meydan meydan yalan söyledi size. Bunu söyleyen ben değilim kendi söylüyor. İbrahim Kalın da söylüyor, bakanı da diyor. ‘Ha montaj ha bilmem ne…’ Böyle bir anlayışla mücadele ediyoruz biz şu anda. O yüzden ısrarla gerçekleri anlatmaya çabalıyoruz.”
‘ÜLKENİN ÇOĞUNLUĞU ERDOĞAN’I İSTEMİYOR’
Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs’taki seçimlerde yurttaşların çoğunluğunun oyunu alamadığına dikkat çeken TİP Sözcüsü şöyle devam etti:
“Erdoğan her ne olursa olsun bu ülkenin çoğunluğunun onayını alamadı. Bu ülkenin çoğunluğu 20 yıllık bu baskıcı rejime karşın dedi ki; ‘Hayır kardeşim sen bu işi beceremiyorsun, sen bu ülkeyi yönetemiyorsun, ben seninle yönetilmek istemiyorum.’
O yüzde 49’un da 49 olduğundan ben emin falan değilim. Seçmen listeleri ortada, Urfa’da, Muş’ta yapılanlar ortada. Birçok yerde mükerrer oylar, yüzde 150’ye, yüzde 500’e varan sandık katılımları var. ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın hiç oyu yok, tamamını çaldı’ demiyorum. Bu söylediği yalanlar yüzünden insanlar vatan aşkıyla, milli ve manevi hassasiyetlerle kendilerini oy vermek zorunda hissediyor.
‘KİMSE UMUTSUZLUĞA DÜŞMESİN’
Geldiklerinden beri insanların duygularını kullanıyorlar. İhale Kanunu’nu 26 kere değiştiriyorlar ondan sonra buna itiraz edene dönüp ‘Sen bayrak düşmanısın’ diyorlar. Gidiyorlar 5’li çetelerine olmadık ihaleleri veriyorlar. Başımıza gelmeyen kalmadı. İnsanları hapsediyorlar, gözaltına alıyorlar, mevzuatlarla oynuyorlar, demokrasinin d’si yok, özgürlüklerin ö’sü yok, günde üç kadın öldürülüyor, gençlerin hepsi yurt dışına kaçmaya çalışıyor. Böyle bir ortamda yaşıyoruz. Soğan 30 lira, dolar 21 liraya çıktı. Siz bunu her dile getirdiğinizde ‘Ezan susmaz, bayrak inmez, onlar terörist’ diye yalan söyleyen bir yapıya karşı mücadele etmeye çalışıyoruz.
Ama kimse de umutsuzluğa düşmesin çünkü başarılı da oluyoruz biz bu mücadelede. Evet istediğimiz kadar parlak bir sonuç elde edemedik ben de ilk turda bu işin kesin olarak biteceğine inananlardan biriydim. Hayal kırıklığına uğradım ama bu şu demek değil: ‘Yandık, bittik…’ Hayır! Bu kadar baskıya rağmen, bu kadar yalana rağmen, bu kadar elindeki güce rağmen yüzde 49’da kalan ve normal oyundan neredeyse yüzde 10 aşağıya inen bir AKP ile karşı karşıyayız. Bu bize şunu söylüyor: 20 yıldır direniyoruz ya biz gerekirse 2 yıl daha direniriz, 4 yıl daha direniriz. Ama biz bu ülkeyi ne bu yalanlara ne bu ahlaksızlığa ne bu karanlığa ne bu kadın düşmanlarına teslim ederiz.”
‘EĞER BİR KADINSANIZ SİZİ BEKLEYEN TEHDİT HER ŞEYDEN DAHA BÜYÜK’
Açıklamalarının devamında Türkiye’de yaşayan milyonlarca kadına seslenen Sera Kadıgil, “Eğer bir kadınsanız sizi bekleyen tehdit her şeyden daha büyük” dedi.
Meclis’te kadın düşmanlarının çoğunlukta olduğuna ve kadınların bir seçim yapmak zorunda olduğunu ifade eden Kadıgil şunları söyledi:
“HÜDA PAR’dan başlayalım. Bu karşımızdaki insanlar neyi savunuyor? Sevgili kadınlar özellikle beni dinliyorsanız şu anda lütfen televizyonunuzun sesini birazcık açmanızı ve dikkatle beni dinlemenizi rica ediyorum çünkü bu bizler için hayat memat meselesi.
‘BUNA MI OY VERECEKSİNİZ YOKSA KADIN HAKLARININ DEVAMINA MI?’
Bu ülkenin yüzde 51’ini kadınlar oluşturuyor ve biz şu anda güya Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir tercih yapacağız değil mi? Öyle değil aslında. Biz şu anda neyler arasında tercih yapacağız biliyor musunuz? ‘6284 iptal edilsin, erkekler mağdur edilmesin’ diyenleri mi, yoksa bunu koruyanları mı seçeceğiz? HÜDA PAR’ın Genel Başkanı diyor ki ‘Kim karar verebilir çocuğun çocuk olduğuna? Eğer kendini hazır hissediyorsa 15 yaşında çocuklar da evlenebilir.’ Bunları koruyan kollayan bir yapıyı mı tercih edeceğiz biz yoksa ‘Hayır kardeşim, 18 yaşından küçük herkes çocuktur ve çocukları evlilik adı altında istismar edemezsiniz’ diyenlere mi oy vereceğiz. Bakın çok basit tercihler bunlar. Karma eğitime savaş açmış insanlar bunlar. Atatürk’ün en önemsediği kanunlara savaş açmış bir yapıyla karşı karşıyayız. Sizin kız çocuklarınıza, kadınlara sesleniyorum; HÜDA PAR’ın parti programında diyorlar bunu. ‘Erkek çalışır evi geçindirir, kadınının yeri evidir, çocuğuna bakar, kadınla erkek eşit değildir’ diyorlar bu insanlar. ‘Kadın erkeğin tamamlayıcısıdır’ diye parti programlarına yazdılar. Yalnız yaşayan kadınların sahiplendirilmesi… Biz ‘sokak köpeğiyiz’, başınızda erkek yoksa, bir kocanız yoksa bunların gözünde bir ‘sokak köpeğinden’ farkınız yok. ‘Sahiplenilmeniz’ gerekiyor. Kim tarafından? Gerici bir erkek tarafından. Buna mı oy vereceksiniz siz yoksa bizim yıllardır savunduğumuz kadın haklarının devamına mı?
‘BU MECLİS MEDENİ KANUNU DEĞİŞTİRECEK’
Meclis çoğunluğu dedik değil mi, şu anda bunlarda. AYM bir karar aldı. Dedi ki; ‘Kadının soy adını zorla bir erkeğin soy adını alması hukuki değildir. Ben Medeni Kanun’un bu kısmını iptal ediyorum.’ Şimdi bu önümüzdeki Meclis 4 tane HÜDA PAR Milletvekilinin, 5 tane Yeniden Refah Milletvekilinin, ne kadar acı ki aynı bu zihniyette olan yüzlerce AKP’li Milletvekilinin, ‘Bizim zihniyetimizle Taliban’ın zihniyeti arasında hiçbir fark yok’ diyenlerin olduğu bir Meclis. Bu Meclis Medeni Kanun’u değiştirecek. Bütün kadınlara sesleniyorum: Bizim Medeni Kanunumuz bu Meclis tarafından mecburen değiştirilecek sırf bu soy adı hükmü gereğince. Siz oyunuzu ‘yok o terörist yok bu bilmem ne’ ayağına kadın haklarını kendi küçücük seçim pazarlığına meze etmiş Recep Tayyip Erdoğan’a verirseniz o Medeni Kanun’unda başka neler değişecek biz şu anda ön göremiyoruz. Ön görmemiz de mümkün değil. Eğer siz bir kadınsanız, erkeklerin söylediği bu saçma sapan yalanlara değil, kadınların kazanımlarına odaklanmak mecburiyetindesiniz.”