Gündemden Haberler

TİP’in baraj sorunu yok ama Saray’ın TİP korkusu var

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, dün akşam İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde yurttaşlarla bir araya geldi. Ali İsmail Korkmaz Parkı’nda düzenlenen halk buluşmasına çok sayıda İstanbullu katılırken, Baş burada yaptığı konuşmada yurttaşlara 14 Mayıs’taki seçimlere ilişkin çağrılarda bulundu.

Konuşmasının başında Türkiye’nin çok önemli bir sürecin içinde olduğunu söyleyen Erkan Baş, “Ne mutlu bize 28 gündür sonra artık Tayyip Erdoğan’ın olmadığı bir ülkede yaşayacağız. Ne mutlu bize 28 gün sonra Saray Rejimi’ni 100 yıl sonra bir kez daha yerle bir edeceğiz. Lale devrini bitirdik, sülale devrini de bitireceğiz!” dedi.

Seçimlerin ardından Türkiye’nin yeni döneminin inşasının başlanacağını ifade eden TİP Genel Başkanı, “20 yıldır dünya tarihinin gördüğü en gerici, en kadın düşmanı, en halk düşmanı iktidara karşı direndik teslim olmadık ve şimdi zafere çok yakınız. Gerçekten bu ceberut iktidarın her türlü baskısına, gazına, copuna, cezaevine, MİT’ine, jandarmasına, halk düşmanı bütün uygulamalarına rağmen teslim olmayan bir halkın evlatlarıyız. Bu çok önemli bir şey” diye konuştu.

‘TAYYİP ERDOĞAN’I HAK ETTİĞİ YERE GÖNDERECEĞİZ’

Erkan Baş konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Şimdi bu 20 yıllık direnişi zaferle taçlandırmanın arifesindeyiz. Buradan sesimizin ulaştığı bütün kardeşlerimize, abilerimize, ablalarımıza, arkadaşlarımıza önce şunu söylemek istiyorum: Halkın çıkarlarının üzerinde hiçbir çıkar yoktur. Halkın gücünün üstünde hiçbir güç yoktur. O yüzden biz Türkiye İşçi Partisi olarak, Emek ve Özgürlük İttifakı olarak ne dedik? ‘Bu seçimin bir numaralı görevi Türkiye’yi bu tek adam rejiminden kurtarmaktır’ dedik. O yüzden cumhurbaşkanı adayı çıkartmadık sadece ve sadece tek adama hak ettiği yanıtı vermek için buradayız.

Önümüzdeki 28 günün her dakikasında gerekiyorsa uyumayacağız. Her anımızı Türkiye’yi bu diktatörlükten kurtarmak için harcayacağız ve 14 Mayıs sabahı Tayyip Erdoğan’a hak ettiği yanıtı hep beraber vereceğiz. Ama biz devrimciyiz. Sadece bununla yetinemeyiz. Biz Tayyip Erdoğan’ı hak ettiği yere göndereceğiz. Daha öncekiler gibi tarihin çöplüğünde hak ettiği yeri alacak.”

‘NE OLDU BU ZİHNİYET 80 YIL SONRA TEKRAR İKTİDARA GELEBİLDİ?’

Konuşmasının devamında 20 yıllık AKP iktidarı döneminden dersler çıkartılması gerektiğine dikkat çeken Erkan Baş, “100 yıl önce tek adam rejimine son verilmesine rağmen ne oldu da 80 yıl sonra bu zihniyet tekrar iktidara gelebildi? Bu soruya doğru yanıtı vermezsek AKP’den kurtuluruz, 5 yıl sonra, 10 yıl sonra ‘BKP’ gelir, ‘CKP’ gelir, yobazın biri gelir, faşistin biri gelir bu memlekete gene çöker. O yüzden her yerde şunu söylüyoruz: Kardeşler bu seçimde sandığa gittiğimizde 2 oy kullanacağız. Bir tanesini bu memleketin kurtuluşu için kullanacağız. Ama diğer oyu kendimiz için kullanacağız. Çocuklarımız için kullanacağız, torunlarımız için kullanacağız”

Baş konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Arkadaşlar bu ülkede 100 yıldır devrimciler, sosyalistler hep halkın yanında oldular, hep halkın içinde oldular, hep haklı bir mücadele verdik. Sadece isimlerini saysam yeter. Mustafa Suphi desem, Nazım Hikmet desem, Sebahattin Ali desem, Behice Boran desem, Deniz Gezmiş desem, Mahir Çayan desem, Erdal Eren desem, Ali İsmail Korkmaz desem, Berkin Elvan desem… Biz bu ülke için, bu ülkenin özgürlüğü için gerekiyorsa yapmaktan, canımızı ortaya koymaktan bir adım geri durmadık. Bir ülkede sol güçlü olmazsa halk güçlü olmuyor. Bir ülkede sosyalistler güçlü olmazsa işçi sınıfı güçlü olmuyor. Bir ülkede devrimciler güçlü olmazsa gençler özgür yaşayamıyor. Bir ülkede sol güçlü olmazsa o ülke soluksuz kalıyor, nefes alamıyor. O yüzden bunların ağa babaları yıllardır bizi bitirmeye çalıştılar. Bizi cezaevlerine attılar, idam sehpalarına gönderdiler, sürgüne gönderdiler. Bunun karşılığında da ne yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Nerede ırkçı, yobaz, tarikatlar ve cemaatler varsa önünü açtılar. Bu memleketin gençlerini onların kucağına attılar ve o yüzden AKP gibi dünya tarihinin gördüğü en halk düşmanı parti iktidara geldi.

‘BİR DAHA BU YOBAZLARIN İKTİDARA GELEMEYECEĞİ BİR ÜLKE KURALIM’

Şimdi yine bu memleketi kurtarmak bize düştü. Hep beraber yapacağız ama sizlerden gözlerinizin içine bakarak teker teker rica etmek istiyorum. Sadece Tayyip Erdoğan’dan kurtulmakla yetinmeyelim. Bir daha bu yobazların iktidara gelemeyeceği bir ülke kuralım. Bir daha ırkçıların, kadın düşmanlarının iktidara gelemeyeceği bir ülke kuralım. Bir daha gençlik düşmanlarının iktidara gelemeyeceği, sağlam temelli, eşit, özgür, barış içinde yaşayacağımız, kardeşçe yaşayacağımız bir ülke kuralım. Biliyorum ki o ülkeyi ancak biz hep beraber olursak kurabiliriz.

‘ANCAK ÖRGÜTLENİRSEK KENDİMİZİ KURTARABİLİRİZ’

Bu toplantıda söylediğim her şeyi unutsanız bile şu cümleyi ne olur unutmayın: Bu memleketi kurtarıcılardan kurtarmamız lazım. Kim bize ‘Seni ben kurtaracağım’ diyorsa yalan söylüyor. Biz bu ülkenin işçileri, yoksulları, yok sayılanları olarak ancak örgütlenirsek kendimizi kurtarabiliriz. Başka kimse bizi kurtaramaz.”

‘EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI’NI BÜYÜTELİM’

Yurttaşlara “Zaman kendi kaderimizi elimize almanın zamanı” diyerek seslenen Erkan Baş, “Biz çok önemli bir adım attığımızı düşünüyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı’nı kurduk. Emek ve Özgürlük İttifakı bu ülkede yok sayılanların, sesi bastırılmak istenenlerin, siyaset yapmasına izin verilmeyenlerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin, Kürtlerin, Alevilerin, yoksulların, iktidarın susturmak istediği herkesin sesidir” dedi.

Yurttaşlara Emek ve Özgürlük İttifakı’nı büyütme çağrısında bulunan TİP Genel Başkanı şu ifadeleri kullandı:

“Önümüzdeki seçimi değil, önümüzdeki 100 yılı düşünüyorsak halkın bütün renkleriyle, bütün çeşitleriyle yan yana olduğu bir ittifaka ihtiyacımız var. Bizi bölmek, düşmanlaştırmak, bizi karşı karşıya getirmek isteyenlere asla ama asla geçit vermeyeceğiz. Bu ülkede herkesin kendi kimliğiyle onur duyduğu, gurur duyduğu, herkesin birbirine saygı duyduğu, eşit yurttaşlık temelinde birleştiğimiz bir ülkeyi yeniden inşa edeceğiz.

MEMLEKETİ BU ZİHNİYEYE BIRAKMAYACAĞIZ’

Bakın gördünüz; ırkçının biri çıktı benim dedemim doğduğu yerden bana hakaret ediyor. Irkçının biri çıkıyor babamın çalışmaya gittiği yerden bana hakaret ediyor. Ama biliyoruz ki ırkçılar sadece Boşnaklara düşman değil ki. Irkçılar sadece Almanya’da çalışanlara düşman değil ki. Onlar kendilerinden olmayan herkese düşmanlar. Onlar insana düşman, onlar hayvana düşman, doğaya düşman, denize düşman, ağaca düşman. Onlar bu memleketin her şeyine düşman. Şimdi soru şu: Bu memleketi bu zihniyete bırakacak mıyız? Tabii ki bırakmayacağız!

‘BAŞINIZI EĞECEK BİR ŞEY YAPTIYSAK BİZE OY VERMEYİN’

Hep beraber Emek ve Özgürlük İttifakı’nı güçlendireceğiz. Barışı ve kardeşliği güçlendireceğiz. Meclis’te Türkiye İşçi Partisi’ni güçlendirmenizi istiyoruz. Açık konuşacağım; biz lafı eğip bükmeyiz, dümdüz konuşuruz. Diyoruz ki; geride kalan 5 yıl içerisinde başınızı eğecek bir şey yaptıysak bize oy vermeyin. Ama eğer sizi hak ettiğiniz gibi temsil ettiğimizi düşünüyorsanız bize oy vermelisiniz. Bize güç vermelisiniz, bizi büyütmelisiniz.

‘TİP’İN BARAJ SORUNU YOK AMA SARAY’IN TİP KORKUSU VAR’

TİP’in bir baraj sorunu yok ama Saray’ın TİP korkusu var. O gözükmeye başladı. O yüzden alttan alta şöyle diyorlar: ‘Bunlar çok iyi, bunlar çok güzel ama bunların gücü yok ki’ Biz de size bir çağrı yapıyoruz, diyoruz ki; biz halkımıza güveniyoruz, bu ülkenin emekçilerine güveniyoruz. Siz insanların güçlü mü olup güçsüz mü olduğuna karar vereceksiniz. Sizden haklı olanı, doğru olanı, güzel olanı güçlendirmenizi istiyoruz. Haklının arkasında durun, haklı daha güçlü olsun. Doğru daha doğru olsun. O yüzden bu seçim sürecinde elimizden geldiğince çalışacağız. Ulaşamadığımız tek bir ev, tek bir mahalle, tek bir sokak kalmasın istiyoruz. Ama daha önce söyledim bizim bu patron partileri gibi paramız yok. Bizim bu patron partileri gibi arkamızda tarikatlar, cemaatler de yok. Bizim milyonlarca lira Hazine yardımı almak gibi bir durumumuz da yok. Bizim güvendiğimiz tek şey var o da sizlersiniz. Sizden başka hiçbir şeye güvenmiyoruz. En büyük güç olan sizlerin, bizi bu ülkenin her mahallesine, her evine, her sokağına taşıyacağınızı düşünüyoruz.

‘BİZİM REKLAM PANOLARIAN VERECEK PARAMIZ YOK AMA HALKIN GÖĞSÜNDE YERİMİZ VAR’

Sanıyorlar ki halkın bizi görmesini engellerlerse alacağımız oyu azaltabilirler. Oysa bilmiyorlar ki biz zaten emekçilerin, halkın içindeyiz, onlarla beraberiz. Bizim reklam panolarına verecek paramız yok ama halkın göğsünde yerimiz var. O reklam bize yeter, o tanıtım bize yeter. O yüzden korkuya hiç mahal yok. Bunlar diyorlar ki; ‘TİP’e oy vermeyin, risklidir’ Biz de diyoruz ki ‘Meydanlara bir bakın bakalım risk var mı?’ Bütün açık yürekliliğimle dün İzmir’de söyledim bundan sonra da gittiğim her yerde söyleyeceğim: Bu memlekette TİP’e oy vermenin bir riski yok. TİP’e verdiğiniz her 100 bin oyla bir arkadaşımız milletvekili olur. Sizin gönlünüzden ne geçiyorsa o kadar TİP’li Milletvekili Meclis’te olur.”

Yazıyı Kaynağından Okuyun →

Mert Ege

Editör, 28 yaşında, Gazetecilik mezunu. Gündemi takip ederek sizlere en güncel ve gerçek haberleri ulaştırmayı hedefler. Objektif ve ilkeli yayın kendisi için en önemli ve hassas konuların başında gelir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu