Siyasi nüfuzla kamu bankalarından kredi: Geri ödemeler takip edilmiyor
Kamu bankalarının kredi taleplerine siyasi ilişkilere göre onay verdiği ve sonrasında bu kredilerin geri ödemesindeki aksamaların görmezden gelindiği, bankaların zararları konusunda sorumlulardan hesap sorulmadığı yeniden gündeme geldi. Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, iki kamu bankasından verdiği örnekle, yüz milyonlarca dolar bu şekilde kredi olarak verildiğini ve tahsil edilemediğini belirtti.
Ağırel’in “Kamu bankalarında neler oluyor” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“En yakın örnek Demirören grubu. Bu grup ile ilgili ortaya çıkanları biliyorsunuz. Tekrar tekrar yazamayacağım.
Ancak kamu bankalarında yaşanan bu ayrıcalıklara sahip başka firmalar da var.
Geçen gün resmi raporları okurken gördüm.
Mesela Vakıfbank bir şubesinden bir gruba kredi kullandırıyor.
Yönetim kurulu kararı ile firmaya 4 Eylül 2015 tarihinde 3 milyon ABD Doları akreditif ve 15 milyon ABD Doları teminat mektubu olmak üzere toplam 18 milyon ABD Doları gayri nakdi kredi veriyor.
Yetmiyor, 1.5 milyon TL ve 5 milyon ABD Doları kısa vadeli kredi de tahsis ediliyor.
Sonra 2016 tarihinde ek olarak bir 5 milyon ABD Doları daha kısa vadeli kredi ile bir defaya mahsus yurtdışında gerçekleştirilecek proje için de 10 milyon ABD Doları gayri nakdi kredi veriliyor.
2016 Haziran ayında ise bir defaya mahsus yurtdışında gerçekleştirilecek proje için gayri nakdi kredi limitine 37.500.000 Avro daha ilave edilmiş.
Yetmemiş 2017 yılında 30 milyon dolar kredi, 20 milyon TL de KGF Hazine destekli kredisi verilmiş.
2018 yılında bu grubun işleri bozulmuş. Ödemelerini yapmamaya başlamış. Banka risklerini düşürmeye çalışmış. Orta ölçekli firmalara veya esnafa aslan olan banka bu grup ile 2020 yılında masaya oturmuş ve borçlarını 12 ay ödemesiz 60 ay vadeye bölmüş.
2019 yılında diğer bankalar grup hakkında takip kararı alıp takibe geçmiş ama Vakıfbank yönetim kurulu takibe geçmek yerine borçlarını yapılandırmış. Firma kredilerinin 271 gün aksamada bulunmasına ve 29 Eylül 2020 tarihinde firma hakkında iflas davası açılmasına karar verilmesine rağmen banka takibe aylar sonra 23 Aralık 2020 tarihinde geçmiş.
Yani yapılandırma yaptıktan kısa süre sonra firma iflas kararı alınmasını istemiş mahkemeye başvurmuş ama banka borçlarını yapılandırmaya çalışmış!
Firmanın banka nezdinde borcu 1 milyar TL! Buna karşılık ‘Banka mutlaka teminat almıştır’ diyorsunuz değil mi?
Karşılık teminat durumuna bakıldığında, 1 milyar lira borcun karşılığında 62 milyon TL’lik KGF kefaleti ile 21 milyon TL’lik gayrimenkul ipoteği dışında maddi bir teminatın bulunmadığı anlaşılmış.
Banka 2022 yılına kadar bir tahsilat yapamamış. Banka sonra bu grup firmasının şehir hastanesinin işletmesinde bulunduğunu hatırlamış ve yüzde 24.5’lik hissesine haciz kararı vermiş.
Sadece Vakıfbank mı sanıyorsunuz? Yanılırsınız.
Bakın başka bir kamu bankası olan Ziraat Bankası’nda yaşananı aktarayım.
Banka Kredi Komitesi Gebze/İstanbul Kurumsal Şubesi, bir firma lehine 13 milyon Avro kredi limiti tahsis edilmiş ve kullandırılmış.
Muhtelif Yönetim Kurulu kararlarıyla limitler artırılmış ve firmanın 3 Ekim 2019 tarihi itibarıyla riski 52.3 milyon Avro+33.2 milyon TL düzeyine ulaşmış.
Kredinin geri ödemelerinde yaşanan sorunlar neticesinde 10 Ekim 2019 tarih ve (25/23 sayılı) Yönetim Kurulu Kararı ile varlık borç takası yapılması, firma hisselerinin devir alınarak iştirak edilmesi, ilave kredi kullandırılması, kalan borcun yapılandırılması ve gecikme faizlerinin silinmesi kararlaştırılmış.
Sonuç olarak 523 bin Avro ve 561 bin TL faiz silinmiş!”