Deprem bölgesi şu anda topyekün bir suç mahalidir
TBB Başkanı Erinç Sağkan, depremin yıkıma yol açtığı bölgelerde delil karartılması ihtimaline karşı kamuoyunda oluşan kaygıya değinerek, “Deprem bölgesi şu anda top yekün bir suç mahalidir” vurgusunda bulundu. Sağkan, deprem bölgelerinde güvenliği sağlamanın devletin birincil görevi olduğunu belirterek, sosyal medyada ortaya çıkan olaylar sonrası işkence ve kötü muamele suçlarında zaman aşımının işlemediği hatırlatmasında bulundu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından daha önce depremzedelere ücretsiz hukuki destek sağlanacağını açıklayan Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Ankara’da düzenlediği basın toplantısında deprem gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Hayatını kaybeden ve yaralanan yurttaşları anarak sözlerine başlayan ve halkın dayanışmasına dikkat çekerek teşekkürlerini ileten Sağkan, kayıplarına rağmen deprem bölgesinde çalışmalarını yürütmeye devam eden baro emekçilerine de özel olarak teşekkür etti.
‘HER 15 AVUKATTAN BİRİ DEPREMDEN ETKİLENDİ’
Depremlerin ardından geçen bir haftada TBB’nin çalışmalarını, planlarını ve tespitlerini paylaşmak istediğini belirten Sağkan, “Depremde yıkıma maruz kalan 10 ilimizde 16 bin avukat meslektaşımız bulunmaktadır. Bazı illerimizin depremden daha fazla zarar gördüğü, bazı illerimizde görece daha küçük çaplı bir yıkım yaşandığı göz önünde bulundurulduğunda 10 binden fazla meslektaşımızın ofislerinin ve evlerinin depremden doğrudan etkilendiğini ve kullanılamaz durumda olduğunu değerlendiriyoruz. Bu, yaklaşık olarak, Türkiye’de yaşayan her 15 avukattan birinin, evini ve ofisini kaybetme düzeyinde depremden etkilendiğini göstermektedir” dedi.
‘İLK REFLEKSİMİZ, BAKANLIK VE HSK’YE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SUNMAK OLDU’
6 Şubat sabahı deprem haberini aldıkları andan itibaren kan bağışı duyurusu yapıldığını ve mesleki dayanışma ağı oluşturulduğunu dile getiren Sağkan, “Bu sayede, o an itibariyle depremin boyutları hakkında tam bir bilgi sahibi olmamakla birlikte, bir telefon hattı aracılığıyla ulaşılabilen acil durum masasını kurmuş olduk. İlk reflekslerimizden biri, Adalet Bakanlığı ve HSK yetkilileriyle çok sayıda görüşme ve yazışma gerçekleştirerek ortaya çıkması muhtemel hukuki ve mesleki sorunlara ilişkin çözüm önerileri sunmak oldu. İlk gün, hemen, meslektaşlarımıza SYDF kapsamındaki yardımlarımızdan yararlanabileceklerini hatırlattık. Mesleki dayanışma amacıyla kurduğumuz acil durum masası, bir anda göçük altında kalan veya ulaşılamayan avukatların, yakınlarının ve yurttaşlarımızın bildirildiği bir çağrı merkezi haline gelmiş ve oluşturduğumuz çağrı merkezi ile tüm sorunlar tespit edilerek etkin bir şekilde çözülmeye çalışılmıştır” bilgilerini paylaştı.
‘2 ÖNEMLİ HUKUKİ BAŞVURUDA BULUNDUK’
Mesleki dayanışma amaçlı faaliyetlere ilişkin daha detaylı bilgiler de paylaşan TBB Başkanı Sağkan, 2 önemli hukuki başvuruda bulunulduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Depremden sonraki 4ngün içerisinde 2 önemli hukuki başvuruda bulunduk. Bunlardan ilki, bant daraltma ve erişim engeli iddilarıyla ilgili olarak BTK ve Twitter’a yaptığımız bilgi edinme başvurularıdır. İkincisi ise 10 ilde meydana gelen yıkımlar nedeniyle binaların yapımında, denetiminde ve planların onaylanmasında ilgili olanlar ile kurtarma çalışmalarındaki ihmaller nedeniyle kayıpların artmasına sebep olanlar hakkında olası kastla öldürme suçu kapsamında yaptığımız suç duyurularıdır. Bu suç duyurularında ayrıca kaçma ve delil karartma şüphesi nedeniyle hukuki tedbir de talep ettik. Suç duyurularımızdan bazıları re’sen başlatılan soruşturmalarla birleştirilerek hazırlık numarası almış ve hukuki tedbir taleplerinin karşılandığı örnekler yaşanmıştır. Örneğin, kamuoyunda öne çıkan müteahhitlerden biri yurt dışına kaçmak üzereyken bu soruşturmalar kapsamında havaalanında yakalanmıştır.
‘DEPREM MAĞDURLARI İÇİN HAZIRLANAN HUKUK REHBERİNİ GÜNCELLEDİK’
Hukuki boyut anlamında ayrıca, etkin bir soruşturma yürütülebilmesi için binlerce meslektaşımızla birlikte gönüllü olarak görev almaya hazır olduğumuz Adalet Bakanlığı’na açık bir çağrı olarak ifade edilmiş; ayrıca Türkiye Barolar Birliği’nin 20 yıl önce hazırlamış olduğu deprem mağdurları için hukuk rehberinin güncellenmiştir. Bu hafta itibarıyla, rehber yurttaşlarımızın kullanımına sunulacaktır. Türkiye Barolar Birliği hukuki bilgi ve tecrübesiyle depremden etkilenen yurttaşlarımızın yanında yer almaya devam edecektir.”
SORUŞTURMA SÜREÇLERİ İÇİN KOORDİNASYON
Dün itibarıyla Deprem Koordinasyon Merkezi kurulduğunu açıklayan Sağkan, “Merkezimiz, depremden etkilenen illerde gönüllü avukatlardan oluşturulacak heyetlerin öncelikle etkin bir soruşturma sürecinin yürütülmesine katkı sunmak bakımından delillerin toplanması, korunması, yasal başvuruların yapılmasında yurttaşlara yardımcı olunması ve hak arama hürriyetinin temini bakımından vatandaşlarımızın yasal süreç hakkında bilgilendirilmesi ve raporlama faaliyetleri yürütecek; yardım malzemelerinin tasnifi, depolanması ve gerek meslektaşlarımıza gerekse ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaştırılması için sorumluluk yüklenecek ve depremden zarar gören meslektaşlarımızla dayanışma, TBB SYDF kapsamında yapılacak yardımlar için sağlık durumu, ev ve büro hasarlarının tespiti ile diğer tüm ihtiyaçların belirlenerek raporlanması ve Türkiye Barolar Birliği’ne iletilmesi için çalışacaktır” dedi.
TMMOB’A TEŞEKKÜR
Sağkan, ayrıca, “Bugün duyurduğumuz üzere Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ile ortak bir Koordinasyon Kurulu oluşturulmuştur. Sahada sürdürülen delillerin karartılmasını önleme ve raporlama çalışmalarında karşılıklı ihtiyaç duyulan teknik bilgi birikimi bir merkezde toplanacaktır. Bu vesileyle çağrımıza ve talebimize derhal karşılık veren TMMOB’un değerli başkan ve yöneticilerine de teşekkür ederim. Birlikte daha güçlü olduğumuzu biliyoruz” sözlerini kullandı.
‘BİRÇOK YERLEŞİM BİRİMİNE ÇOK GEÇ İNTİKAL EDİLDİ’
Ortaya çıkan hukuki meselelere ilişkin TBB’nin yaklaşını da paylaşmak istediğini dile getiren Erinç Sağkan, “Deprem sonrasında derhal deprem bölgesinde olması beklenen gerek kurtarma ekipleri, gerekse mülki ve idari yetkililer ile kolluk kuvvetleri birçok yerleşim birimine çok geç intikal edebilmiştir. Geçmiş afetlerde de olumlu katkı ve destekleri tüm komuoyunca takdir edilen bu alanda uzmanlığı olan askeri birliklerin sahaya gönderilmesinde gecikilmiş, ilerleyen günlerde görevlendirme sayıları artırılmıştır. Yine yapılan 4. derece alarm çağrısı üzerine olumlu geri dönüş yapan uluslararası arama kurtarma ekiplerinin ülkemize kabullerinde gecikmeler yaşanmıştır. Maalesef hala enkazında çalışma yapılamayan binalar, yardımına koşulamayan yurttaşlar, hiç gidilemeyen köyler vardır. Deprem sonrası gerek kurtarma, gerekse depremden etkilenen yurttaşların barınma, beslenme gibi en temel ihtiyaçlarının karşılanması, yine ülkemizin her bir noktasından deprem bölgesine gönderilen yardımların zamanında ve etkin bir şekilde depremzedelere ulaştırılması konusunda bazı kamu görevlilerinin ihmalleri olduğu açıkça görülmektedir. Bu konuda görevli mülki ve idari sorumluların derhal tespit edilerek haklarında hukuki süreçlerin başlatılması ve sürdürülmesi için takipçi olacağız” ifadelerini kullandı.
‘DEVLETİN BİRİNCİ VARLIK SEBEBİ, TAM DA BÖYLE ZAMANLARDA GÜVENLİĞİ SAĞLAMAKTIR’
Deprem sonrası başta Hatay olmak üzere güvenliğin sağlanması konusunda ciddi bir zafiyet yaşandığının anlaşıldığını vurgulayan Sağkan, “Yurttaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması devletin asli görevi olup, bu kamu hizmetinin sağlamasında süreklilik esastır. Her ne koşul altına olursa olsun, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin sağlanamaması kabul edilemez. Devletin birinci varlık sebebi, tam da böyle zamanlarda bu güvenliği sağlamaktır” hatırlatmasında bulundu.
‘İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE SUÇLARINDA ZAMAN AŞIMININ İŞLEMEDİĞİNİ HATIRLATIRIZ’
Sağkan, konuya ilişkin değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Öte yandan, bu zafiyetin bir sonucu olarak, çeşitli hırsızlık ve yağma iddiaları gündeme gelmekte; ayrıca bu suçların faili olduğu ileri sürülen kişilere işkence ve kötü muamele yapıldığı yönünde görüntüler, kamuoyunun gündemine gelmektedir. Bu duruma, birlik ve bütünlüğümüzü ve hukuk devleti ilkemizi zedeleyecek ayrımcı bir nefret dili de eşlik etmektedir. Altını çizerek ifade etmek isteriz ki, işkence ve kötü muamele yasağı mutlaktır. Bu yasağın ihlali, hiçbir koşul altında kabul edilemez bir insanlık suçu olup bu suçlarda zamana şımının işlemediğini de hatırlatırız. Hukuk devletinde kanun önünde herkes eşittir ve suçu ispatlanana kadar masumiyet karinesi, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi geçerlidir. Bu hususlara ilişkin etkili soruşturma yürütülmesi, faillerin açığa çıkarılarak cezalandırılmaları devletin en önemli yükümlülüklerindendir.”
‘CEZAEVLERİNE İLİŞKİN İDDİALAR HAKKINDA TATMİN EDİCİ BİLGİLENDİRME YAPILMALI’
TBB Başkanı Erinç Sağkan, cezaevlerinde yaşananlar ve iddialar ile birlikte delil karatılması yönündeki endişelere de dikkat çekti. Sağkan, kamuoyunun gündeminde yer alan tartışmalara ilişkin, şunları söyledi:
“Deprem bölgesindeki ceza ve tutukevleriyle ilgili olarak; kamuoyu gündemine de yansıyan, isyan ve bazı tutuklu ve hükümlülerin işkence ve kötü muamele gördüğü ve hatta yaşamını kaybettiğine dair haberler duyulmaktadır. Hukuk devleti olmanın gereği olarak ilgili kurumlarca bu iddia ve olaylara ilişkin ayrıntılı, açık, tatmin edici bilgilendirme yapılmalıdır. Bu konuyla ilgili olarak kamuoyunu tatmin edecek en önemli bilgilerin avukatlardan geleceği unutulmamalı, meslektaşlarımızın müvekkilleriyle ceza ve tutukevlerinde görüşmelerinin önüne çeşitli şekillerde zorluklar çıkarılmasından vazgeçilmelidir. Tutuklu ve hükümlülerin de hakları olduğu ve bunların başında müdafi veya vekilleriyle görüşme hakkının geldiği unutulmamalıdır.
‘DEPREM BÖLGESİ ŞU ANDA TOPYEKÜN BİR SUÇ MAHALLİDİR’
İlk günden itibaren kamuoyunu en çok kaygılandıran meselelerden biri, depremde ortaya çıkan zararlara ilişkin delillerin karartılacağı, faillerin bulunamayacağı veya cezalandırılamayacağıdır. Bu kaygıları gidermek mümkündür. Deprem bölgesi şu anda top yekün bir suç mahalidir. Dolayısıyla Cumhuriyet savcılığının gözetim ve denetimi altındadır. Yürütülecek soruşturmalara esas oluşturacak deliller toplanmadan başta Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı ve Belediye binaları olmak üzere hasarlı binaların yıkılmaması, yıkılmış binaların da enkazlarının kaldırılmaması gerektiği açıktır. Savcılıkların emir ve talimatı olmadan enkazların kaldırılması ayrıca suç teşkil edecektir. Bu hususla ilgili olarak Başsavcılıklar tarafından derhal talimat verilmeli, gerek Başsavcılıklar gerekse Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyunu rahatlatacak önlemlerin alındığı yönünde açıklamalar yapılmalıdır. Delillendirme çalışmalarında savcılıklarla birlikte çalışmak üzere binlerce avukat meslektaşımızın gönüllü olduğunu tekrar hatırlatırız.
ADLİ SÜRELERE İLİŞKİN TALEPLER
Tüm ülkede adli sürelerin durması ve duruşmaların ertelenmesi yönündeki ısrarlı taleplerimize rağmen, durma ve ertelemenin kısmi bir şekilde gerçekleştirildiği kamuoyunun malumudur. Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, Türkiye’de yaşayan her 15 avukattan biri, bu depremden ağır şekilde etkilenmiştir. Deprem bölgesinde yakınları olan on binlerce meslektaşımız ise ilk günden itibaren, mesleki kaygılarını bir yana bırakarak dayanışma çalışmalarına katılmışlardır. Kaldı ki, bölgede hiçbir tanıdığı olmasa bile, ulus olma bilinci tam da kederde ortak olmak anlamına gelir. Türkiye’nin neresinde olursa olsun meslektaşlarımız ve yurttaşlarımız dava dosyalarındaki süreleri kaçırmak durumunda kalmamalıdır. Yaşadığımız trajedi büyüktür. Mesleki kaygıların insani kaygıların önüne geçmemesi için gerekli yasal düzenlemelerin istisnasız bir şekilde ve ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir.
‘TBB, SORUMLULAR HAKKINDA YÜRÜTÜLECEK YARGI SÜRECİNE BAŞINDAN SONUNA KADAR MÜDAHİL OLACAKTIR’
Yurttaşlarımız, yaşanan felaket sonrası çalışmaların bir günlük ya da bir haftalık bir aylık olmadığını, belki önümüzdeki birkaç yıl boyunca sürecek çalışmalar yapılması gerektiğinin bilincinde olmalıdır. Türkiye Barolar Birliği, bugün derhal yapılması gerekenleri yapmaktan geri durmamakla birlikte, varlığını ve tüm birikimini önümüzdeki uzun zaman dilimine yayacak şekilde çalışmayı sürdürecek; deprem sebebiyle yaşanan kayıpların sorumluları hakkında yürütülecek yargı sürecine başından sonuna kadar müdahil olacaktır. Meslektaşlarımız ve yurttaşlarımızın hiçbir şüphesi olmasın. Milletimizin başı sağolsun.