Erdoğan tahıl koridoru konusunda Batılı ülkeleri işaret etti
14. Büyükelçiler Konferansı’nda tahıl koridoru anlaşmasına ilişkin konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şüphesiz bu sorunun daha fazla çıkmaza girmeden çözümü, Batılı ülkelerin sözlerini yerine getirmelerine bağlıdır” dedi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün resmi açılış töreni dün yapılan ve Saray’da düzenlenen 14. Büyükelçiler Konferansı’na katıldı.
Büyükelçilere hitap eden Erdoğan şöyle konuştu:
İlkemiz gayet nettir: Üç kıtanın kalbinde yer alan Türkiye, hadiseleri tribünden seyredemez. Sahada ve masada güçlü olmak bizim için tercih değil, mecburiyettir. Bunun yolu da yapıcı, aktif ve dengeli bir dış politikadan geçiyor. Türkiye eksenli bir okuma ile usta bir satranç oyuncusu titizliğiyle bölgemizdeki ve ötesindeki gelişmelere müdahil oluyoruz. Gerilim peşinde koşmadığımız gibi onurlu, sabırlı, kararlı ve basiretli bir tavırla kimden gelirse gelsin baskılara da boyun eğmiyoruz. Diplomasinin tüm imkânlarını, sert ve yumuşak güç unsurlarının tamamını kullanarak Türkiye’nin menfaatlerini korumanın derdindeyiz. Devletimizin öncelikleri çerçevesinde büyükelçilik ve konsolosluklar ağımızı büyütme gayretlerimiz devam ediyor. Bakanlığımızın insan kaynağı eksiğinin giderilmesi ve fiziki şartlarının iyileştirilmesi noktasında hazırlıklarımız sürüyor. Yeni dönemde, özellikle bu konuda ihtiyaçları karşılayacak adımları süratle atacağız. Bakanlığımızı Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun dış politikasını başarıyla yürütecek kapasiteye, fiziki imkânlara, insan kaynağı ve zihni kodlara muhakkak kavuşturacağız.
‘SIĞINMACILARIN GERİ DÖNÜŞLERİ HIZLANACAKTIR’
Suriye’nin kuzeyine yönelik harekatlarımız, güney illerimizin güvenliğini teminat altına alma yanında terör devleti kurma heveslerini de kursaklarda bırakmıştır. Irak makamları ile eşgüdüm içinde yürüttüğümüz operasyonlarımızda bölücü terör örgütüne tarihinin en ağır darbelerini indiriyoruz. Kuzey Irak’ta teröristler tarafından alçakça şehit edilen diplomatımız Osman Söke’nin kanını yerde bırakmadık. Irak ile birlikte Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terör belasını ortadan kaldırıncaya dek bu operasyonlarımız sürecektir. Irak ve Suriye istikrara kavuştukça sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri de hızlanacaktır.
Türkiye, ilk günden itibaren takındığı dengeli ve hakkaniyetli tavırla bu krizin çözümünde anahtar ülke rolünü üstlenmiştir. Bu süreçte, ne muhalefetin ‘Türkiye dışlanacak, Türkiye yalnız kalacak’ eleştirilerine kulak astık ne de birilerinin savaş vagonuna gözü kapalı bir şekilde atladık. Savaşan tarafları ilk kez aynı masa etrafında bir araya getirdiğimiz İstanbul sürecinin yanı sıra esir takasları ve Karadeniz Girişimi ile çatışmalara çözüm bulmaya, akan kanı durdurmaya çaba harcadık.
TAHIL KORİDORU AÇIKLAMASI
17 Temmuz itibarıyla askıya alınan girişimin kapsamı genişletilerek tekrar uygulanması için temaslarımız devam ediyor. Geçen hafta sayın Putin ile yaptığımız telefon görüşmesinde Rusya’nın talep ve beklentilerini ilk elden tekrar öğrenme fırsatı bulduk. Bilhassa, Afrikalı kardeşlerimizin tahıl ürünlerine erişimi noktasında bizim gibi sayın Putin de hassasiyet gösteriyor. İnşallah bu konuda ortak bir paydada buluşabileceğimize inanıyorum. Şüphesiz bu sorunun daha fazla çıkmaza girmeden çözümü, Batılı ülkelerin sözlerini yerine getirmelerine bağlıdır.
Biz daha fazla savaş, daha fazla kan ve gözyaşı görmek istemiyoruz. Hele hele savaşın Karadeniz’e yayılması tüm bölgemiz için tam anlamıyla bir felaket olacaktı. Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uygulayarak şimdiye kadar böyle bir trajedinin yaşanmasına müsaade etmedik. Bundan sonra da gerilimi düşürmek, her iki tarafın da bu girdaptan çıkışını temin için samimiyetle çalışmayı sürdüreceğiz.
‘POZİTİF GÜNDEMİ SÜRDÜRMEKTE KARALIYIZ’
Hedefimiz, ülkemizin etrafında bir barış, istikrar ve refah kuşağı tesis etmektir. Diyalog ve diplomasi bizi bu hedefe taşıyan en önemli iki aracımız olacaktır. Her zaman söylüyorum, sıkılı yumruklarla musafaha yapılmaz. Biz kimseyle kavga peşinde, husumetleri büyütme peşinde değiliz. Bilakis, dostlarımızın sayısını daha da arttırmanın derdindeyiz. Bizim kimseyle özellikle komşularımızla çözülemeyecek hiçbir meselemiz yoktur. Herkesle konuşmaya, görüşmeye, karşılıklı adımlarla ortak bir noktada buluşmaya vardırır. Sizlerden muhataplarınızla temaslarınızda daima bu hassasiyetle hareket etmenizi bekliyorum. Son dönemde bölge ülkeleri Avrupa Birliği (AB) ve NATO müttefikleriyle oluşturduğunuz pozitif gündemi sürdürmekte kararlıyız. Eylül ayında iştirak edeceğimiz G-20 Liderler Zirvesi ve BM Genel Kurulu’nda bu yöndeki çabalarımızı yoğunlaştıracağız.
‘TÜRKİYE’NİN İHRACATTAN BAŞKA YOLU YOK’
Depremin açtığı yaraları sarmaya çalıştığımız zor dönemde, ekonomik ilişkilerimizi geliştirecek çalışmalara ağırlık vermelisiniz. Her bir Büyükelçimiz aynı zamanda görev yaptığı yerde ülkemizin ihracat seferberliğinin öncüsü olmalıdır. Türkiye’nin her alanda daha çok üretip, daha fazla ihracat yapmaktan başka çıkış yolu bulunmuyor.