Kadıköy’de ‘Akbelen’ açıklaması: ‘Artık yeter, enerjiniz batsın’
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde, Akbelen ormanında devam eden talana ve ormanı korumak için bölge halkı ve çevre gönüllüleri tarafından sürdürülen doğa nöbetine yönelik polis saldırısına karşı basın açıklaması düzenlendi. Akbelen Dayanışması tarafından düzenlenen açıklamada, “Artık yeter. Enerjiniz batsın. Madeniniz batsın. Bizler sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyoruz” denildi.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda, Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji’nin kömür maden sahasını genişletmek istemesine karşı köylülerin ve doğa savunucularının başlattığı direniş sürüyor.
Dün, bölgeye sevk edilen jandarma ekipleri, Akbelen Ormanı’nı korumak için yıllardır mücadele eden İkizköylüler ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen doğa savunucularına saldırmış, 8 kişi gözaltına alınırken, 4 kişi de yaralanmıştı. Ormanı korumak isteyen bölge halkı ve doğa savunucuları, kepçenin kesim alanına girişini engellemek için bugün de oturma eylemi başlatmıştı.
‘HASTANEYE KALDIRILANLAR, YARALANANLAR OLDU, ONLARCA AĞAÇ KESİLDİ’
Akbelen Dayanışması, Kadıköy’de bulunan Karaköy İskelesi önünde bir basın açıklaması düzenleyerek durumu protesto etti. Nevruz Tuğçe Özçelik’in okuduğu “Akbelen’de orman katliamı devam ediyor” başlıklı açıklamada şunlar kaydedildi:
“Muğla’da Limak’a ait kömürlü termik santralin kömür sahasının genişletilmesine karşı İkizköy halkının dört yıl önce başlattığı ve iki yıldır nöbet şeklinde sürdürülen çadırlı direnişe 24 Temmuz sabah saatlerinden beri aralıksız bir saldırı devam ediyor. İki yıl önce girilmek istendiğinde şirketi direnişleriyle engelleyen ve nöbete başlanmasıyla birlikte kesim için girilemeyen Akbelen Ormanı’ndaki ağaçları kesmek için devlet, olanca gücünü yığdı. TOMA’larla, yüzlerce jandarma ile gelen kesim ekibi, Akbelen ormanına vahşice saldırdı. Akbelenli köylü kadınların direnişi sürerken ağaçlar birer birer devrildi.
Nöbet alanını ablukaya alan kolluk, köylülerin ve yaşam savunucularının kesim alanına gitmesine izin vermedi. Gitmek isteyenlere orantısız güç kullanıp, gaz sıkan jandarma, yaşlıların da olduğu gruba TOMA’lardan tazyikli su fışkırtarak direnişi kırmaya çalıştı. Aralarında Akbelen avukatı İsmail Atal’ın ve köylülerin de olduğu yaşam savunucuları gözaltına alındı. Hastaneye kaldırılanlar, yaralananlar oldu. Onlarca ağaç kesildi ve kesilmeye de devam ediyor.
‘ORMANLARI KORUMASI GEREKEN DEVLET, KENDİ ELİYLE ORMANLARI YOK EDİYOR’
Tüm bunlar ne için? Akbelen köylüleri, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallarına kömür sağlamak için açılmak istenen kömür ocaklarına karşı uzun süredir direniyor. Kömür ocakları çok sayıda köyü yuttu ve yutmaya da devam ediyor. Akbelenliler artık köylerini, tarlalarını, ormanlarını kömüre vermek istemiyor. IC Enerji ve Limak Enerji ortaklığında işletilen termik santrallar yıllardır bölge halkını zehirledi, hasta etti, öldürdü. Köyleri yuttu. Ormanları yok etti. Akbelenliler daha fazla hasta olmak, topraklarını, ormanlarını kaybetmek istemiyor. Ormandaki canların yok olmasını istemiyor.
Son haftalarda hepimizin de yakından hissettiği aşırı sıcaklara yol açan iklim krizinin başlıca nedenlerinden olan termik santrallar ve kömür havzalarındaki bu ısrar neden? İnsanlar hayatlarından, yaşam alanlarından, geçim kaynaklarından olurken, orman ekosistemleri yok olurken, enerji şirketleri iktidar eliyle her gün daha da palazlanıyor. Karlarına kar katıyor. Anayasa’ya göre ormanları koruması gereken devlet, kendi eliyle ormanları yok ediyor. Enerji ve maden şirketleri ormanlarda, yaşam alanlarımızda kol geziyor.
‘SEÇİMLERİN TAMAMLANMASININ ARDINDAN ALANA DÖNÜK TACİZLER BAŞLADI’
Kazdağları’ndan Akbelen’e, Munzur’dan Cerattepe’ye, Madra’dan Bergama’ya, ülkemizin her yanı yangın yeri. Bir yandan hayat pahalılığı ile, zamlarla boğuşan halk, diğer yandan iktidarın yaşam alanlarını, tarlalarını ellerinden almak için yaptıkları saldırılara karşı direniyor. Deprem, pandemi, seller, aşırı sıcaklar ve soğuklarla yerküre sinyal verirken AKP iktidarı başta olmak üzere neoliberal iktidarların tamamı rant, kar ve beton siyasetine devam ediyor. Ne Türkiye’nin ne de dünyanın daha fazla enerjiye ihtiyacı yok. Aksine gezegenin daha fazla ağaca, daha fazla yeşil alana, daha fazla tarım arazisine ihtiyacı var.
Seçimler öncesinde 5’li çeteden Limak şirketinin yetkilileri ‘AKP seçimi kazandığı takdirde ertesi gün ormana gireceğiz, keseceğiz’ diye tehdit ederken seçimlerin tamamlanmasının ardından da alana dönük tacizler başlamıştı. Bölgeye tacizlerini arttıran şirket yetkilileri, sık sık keşifler yapmaya başlamış. Son olarak 4 Haziran akşamı bölgeye gelen jandarma ve Orman Müdürlüğü çalışanları, köylülerin nöbet için kurduğu çadır ve konteynırlar için koordinat belirlemesi yapmıştı. Alanda bulunan konteynırın orman alanında bulunduğunu belirten yetkililer, belediyeye bildirimde bulunacaklarını söylemişti.
‘ARTIK YETER! ENERJİNİZ BATSIN, MADENİNİZ BATSIN’
Adım adım gelen saldırıda İkizköylülerden Türkiye’nin dört bir yanındaki yaşam savunucularına bir çağrı var. Akbelen’in sesini duyun diyorlar. Bizler Akbelen’in sesini duyuyoruz. Artık yeter. Enerjiniz batsın. Madeniniz batsın. Bizler sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyoruz. İktidara sesleniyoruz: Daha fazla yanmak istemiyoruz! Daha fazla ölmek istemiyoruz! Uluslararası taahhütlere de uyarak, kömürden acil olarak çıkın ve emekçilerin haklarını koruyarak Yeniköy-Kemerköy Santrallarını ve tüm diğer santralları tüm kömür havzaları ile birlikte kapatılsın. Buradan Tarım ve Orman Bakanlığı’na sesleniyoruz: Ekiplerinizi geri çekerek Akbelen’de devam eden orman kesimini acilen durdurun.
Bizler, yaşam savunucuları olarak, Akbelen’de direnen dostlarımızın yanındayız. Tüm ülke kamuoyunu Akbelen direnişine destek olmaya çağırıyoruz.”