Sera Kadıgil’den Erdoğan’a: Sen üzülemezsin, istifa edebilirsin!
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, FOX TV ekranlarında yayınlanan İlker Karagöz’ün sunduğu Çalar Saat programının konuğu oldu. Kadıgil programda Karagöz’ün sorularına yanıt verirken, Türkiye gündemine ve 14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Açıklamalarının başında “Bu hafta sonu bizlerin ilkbaharı, Saray’ın da sonbaharı olacak” diyen Sera Kadıgil, “Uzun zamandır ‘İlk turda bitmeli’ diyoruz ve nihayet gördüğümüz tablo da bu. 14 Mayıs günü, Tayyip Erdoğan’la geçirdiğimiz son gün olacak” ifadelerini kullandı.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesinin seçime nasıl bir etkisinin olacağına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan TİP Sözcüsü, “İnce’nin oyu oldukça düşmüştü son düzlükte. Ama elbette bu çekilmenin bir katkısı olacak. Anketlerde Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında 10 puana yakın fark olduğunu çok net görüyoruz. O yüzden bu iş ilk turda bitecek. 22 yıllık karanlıktan sonra izleyicilerimize söyleyelim; Tayyip Erdoğan’la geçirdiğiniz son cumartesi günü kutlu olsun” diye konuştu.
‘HERKES ELİNDE MÜHÜRLE PAZAR GÜNÜNÜ BEKLİYOR’
Türkiye’de yaşayan milyonlarca yurttaşın AKP iktidarından bıktığını gözlemlediklerini belirten Sera Kadıgil, “Herkes her şeyi iliklerine kadar hissediyor. Soğan 30 lira bu ülkede” dedi.
Kadıgil, “Yurttaşlar başımıza gelen bütün çirkinliklerin tek sorumlusunun kendisinin de ifade ettiği gibi Recep Tayyip Erdoğan olduğunun çok farkında. Herkes elinde mühürle pazar gününü bekliyor bunun cezasını kesmek, halktan çalanlarla hesaplaşabilmek için” diye konuştu.
‘BU İKTİDARLA GEÇİRECEĞİMİZ 14 DAKİKAMIZ BİLE YOK’
Muharrem İnce’nin adaylıktan çekildiğini açıklamasının ardından başlayan “Erkan Baş da çekilecek mi?” tartışmalarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Sera Kadıgil şu ifadeleri kullandı:
“Ne dediğinizin ne anlattığınızın, başında sonunda ne ifade ettiğinizin önemi olmayan ve bunun önemi olmasın isteyen bir kitle ne yazık ki sosyal medyada var. Bir başlık atılıyor ve onun üzerinden ne yorumlar ne tespitler saçılıyor ortaya. Halbuki bir zahmet edip ‘Ne demiş bu insan?’ diye konuşmanın başını dinlese konu kapanacak. Kimsenin zamanı yok sanıyorum artık.
Biz İnce’ye ‘çekil’ çağrısı yaptık. Bunun da arkasındayız. İlk turda bitmesi gerekiyor bu işin. Başımıza gelenler, hayat pahalılığı, kadın cinayetleri, gençlerin ülkeden kaçabilmek için gün sayıyor olması, emekçilerin günde 14-15 saat çalışmasına rağmen ayın sonunu getiremiyor olması, patronlardan toplayamadıkları vergileri sizin benim maaşıma çöküp almaları bunların hepsi bir sebepten oluyor. O sebebin adı Saray Rejimi. Bizim bundan kurtulmamız için bir yolumuz var. Elimizde bir mühür var.
TİP şunu diyor: İlk turda bitirmek zorundayız, mecburuz buna. Böyle bir ortamda kazanma ihtimali hiç olmayan Muharrem İnce gibi birinin adaylıkta ısrar ediyor olması bize 14 gün kaybettirecekti. Erkan’ın da TİP’in de ifade etmeye çalıştığı şey bu. Bizim bu iktidarla geçireceğimiz 14 gün değil 14 dakikamız bile yok. Bizim çağrımızın sebebi buydu.
Keşke çağrıyı yaptığımızda dinleseydi ve pusulada olmasaydı, yurt dışında oylar kullanılmamış olsaydı. Evet aradaki fark çok büyük ama yüzde 51’in geçilmesi hala bazı anketlerde bıçak sırtı görünüyor. Böyle bir ortamda Muharrem İnce’nin yüzde 1-2 almasının Tayyip Erdoğan’a 14 gün kazandırmaktan başka ne gibi bir işlevi olabilir. Erkan’ın da ifade ettiği şey bu. Muharrem İnce, ‘Tamam Erkan Baş çekildi ben de çekiliyorum’ deseydi kimsenin şüphesi olmasın Erkan o akşam istifasını basardı.”
‘LÜTFEN PAZAR GÜNÜ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA OY VERİN’
Konuşmasının devamında gençlere seslenen TİP Sözcüsü, “Bütün genç arkadaşlarıma çağrı yapmak istiyorum. Hepinize yalvarıyorum bu işi ilk turda bitirmek zorundayız. Gönlünüzde Sinan Bey olabilir, Muharrem Bey olabilir, Kemal Bey’e kızgın olabilirsiniz ama 14 Mayıs günü hiç kimsenin hele hele genç arkadaşlarımın şunu aklından çıkartmaması gerekiyor: Kimse Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Saray Rejimi’nden kötü olamaz. Lütfen Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verin pazar günü” dedi.
‘SUÇ İŞLEYENLER KARŞILARINDA TİP’İ BULACAK’
TİP’in seçim çalışmalarına ve hedeflerine ilişkin de açıklamalarda bulunan Sera Kadıgil, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu süreçte o kadar kara propagandaya maruz kaldık ki. Yok ‘oyunuz boşa gider’, yok ‘barajı geçemeyecekler…’ Ama saha bize şunu gösterdi; bizim sadık bir yoldaş kitlemiz oluşmuş. Sokakta bunu görüyoruz. İnsanlar ‘Ne olursa olsun biz sizi Meclis’te görmek istiyoruz’ diyor. Doğru adım attığımıza bu seçim sürecinde bir kez daha emin olduk. Beklediğimizden de iyi gidiyor. Tek ihtiyacımız bize biraz daha omuz verilmesi. Ama şunu da söyleyebilirim: Önümüzdeki dönem, Saray suçlarına bulaştığı için kendini parlamentoya atmaya yer arayanlar karşılarında devasa bir ‘TİP problemi’ bulacaklar. Bundan da çok mutluyuz. Çünkü işlenen hiçbir suçun yanlarına kâr kalmasına izin vermeyeceğiz.”
‘TİP EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK İSTEYEN HERKESİN PARTİSİ’
Konuşmasının devamında “TİP, milletvekili adaylarını popüler isimlerden belirledi” eleştirilerine yanıt veren Kadıgil, “Diğer adayları duyurmakta herhalde biraz eksik kaldık diyebilirim. Çünkü popüler isimden kasıtları sanatla meşhur olmuş Mehmet Aslantuğ. Onun dışında İrfan Değirmenci’nin gazeteci kimliğiyle meşhur olmasından mutlu olmayanlar da var. Ama bunun dışında popüler dedikleri kesim pek öngöremiyorum. O kadar düzgün adaylar belirledik ki. Bir popüler isim bulunca her şey onun etrafından dönüyor. Şöyle de bir hata yapılıyor: Bir insan popülerse sanki işçi sınıfını temsil edemezmiş gibi hata yapılıyor. Türkiye İşçi Partisi böyle bir parti değil, eşitlik ve özgürlük isteyen herkesin -başta işçi sınıfı olmak üzere- partisi” dedi.
‘SEN ÜZÜLEMEZSİN ANCAK İSTİFA EDEBİLİRSİN’
Sera Kadıgil, programın son bölümünde AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde gençlerin sorularına verdiği yanıtları değerlendirdi. Programın formatını eleştiren Kadıgil, “Fahrettin Altun’la fotoğrafı olan insanlara soru sordurtmuş kendine” dedi.
Erdoğan’ın Maraş merkezli depremlerde Kızılay’ın çadır satmasına ‘üzüldüğünü’ söylemesine tepki gösteren Kadıgil, “Öyle bir sistem kurdun ki başımıza gelen bütün felaketlerin sebebi sensin, sen üzülemezsin. Sen ancak istifa edebilirsin” dedi.
Sera Kadıgil şu ifadeleri kullandı:
“Utanmadan Kızılay’ın yaptığına üzüldüğünü söylüyor. Ben mi yanlış hatırlıyorum depremin 10’uncu gününde çıktı bize küfür etti bu adam. Ne namussuzluğumuz kaldı ne terbiyesizliğiniz ne adiliğimiz. ‘Kızılay her yerdeymiş’ de ‘milyonlarca kap yemek dağıtıyormuş’ da… Recep Tayyip Erdoğan’dı bunları söyleyen. Ne değişti acaba? Ne değişti de şimdi üzülmeye karar verdin? Bu ülkenin Cumhurbaşkanısın sen! 4’üncü günü Elbistan’daydım ben, insanlar soğuktan donarak öldü. Kerem’i atayan da sensin, Kızılay’ı bu hâle getiren de sensin, kan bağışlarındaki düşüşün bile sebebi sensin. Öyle bir sistem kurdun ki başımıza gelen bütün felaketlerin sebebi sensin, sen üzülemezsin. Sen ancak istifa edebilirsin. Kızılay gibi bir kurum üç gün boyunca insanlar soğuktan donarken depolarında çadır tutup, parasıyla çadır satıyor. Sen aradan 90 gün geçtikten sonra üzülüyorsun! Böyle ülke yönetilmez. Böyle ülke yönetilemeyeceğini de bu halk iki gün sonra kendisine gösterecek.”