Tepkiyi yok sayarsak onarılmaz sonuçlar doğabilir
CHP Grup Başkanı Özgür Özel, parti içinde yükselen ‘değişim’ çağrılarıyla ilgili yeni açıklamalarda buluntu.
Cumhuriyet gazetesinden İklim Öngel’in sorularını yanıtlayan Özel, parti olarak seçimlerde ‘her dört kişiden üçünün oyunu’ alamadıklarını belirterek, “Tepkiyi yok sayarsak onarılmaz sonuçlar doğurabilir. Reform ve devrimleri süratle yapmalıyız” dedi.
Özel, ‘değişim’ taleplerini bir kişiye indirgemenin doğru olmadığını da söyledi. İBB Başkanı İmamoğlu’nun “Değişim, lideri de kapsamalı” yönündeki çıkışına “Değişim talebinin lideri, başta genç ve kadın üyelerimiz ile CHP gönüllüleridir” karşılığını veren Özel, İstanbul’da en yüksek oyu alabilecek adayın ise İmamoğlu olduğunu söyledi.
Özel, “Değişimden kasıt nedir?” sorusuna “Değişimden kastedilen asla bir başkalaşım değildir. Değişimden kasıt, partimizi iktidar yapabilmek maksadıyla eylem ve söylemde değişimi gerçekleştirebilmek, partimizin örgütsel anlayışını yenilemek, partimizde katılımcı demokrasinin önünü açmaktır.
Hesap sormayı sadece meclis faaliyetlerinden ibaret görmeden sokaktaki mücadeleyle birleştirmemiz gerekmektedir. Örgütsel yapının baştan sona analiz edilerek, üye sayısının niceliksel olarak artırılması ve birlikte çalışan, birlikte mücadele eden, birlikte öğrenen bir örgüt anlayışına sahip olmamız gerekiyor. Parti politikalarının tavandan tabana talimatlandırıldığı bir yönetim anlayışından, sürekli etkileşim halinde olunan, karar mekanizmalarına üyelerin dahil edildiği dinamik, çağdaş bir örgüt mimarisine ihtiyaç var.
Değişimin ana siyasal kaynağı, gücünü kurucu değerlerimizden alan sol ve sosyal demokrasi, itici gücü de örgütümüz olmalıdır. Partimiz hem kurucu değerlerine hem sosyal demokrasinin evrensel değerlerine bağlı kalarak iktidar olabilir” yanıtını verdi.
‘SORUMLULUK ALMAKTAN KAÇMAM’
Özel, “Genel başkanlığa aday olacak mısınız yoksa İmamoğlu ile birlikte mi hareket edeceksiniz?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“Bir değişim talebi varsa, bunun lideri başta genç ve kadın üyelerimiz olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyeleri ve gönül verenleridir. Değişim konusunda kişisel liderlik tanımlamasını ve böyle bir indirgemeyi doğru bulmam. Bugün kamuoyu önünde yakışıksız ifadeler, söylemler ve davranışlar kullanılmadığı müddetçe değişim adı altında ya da başka tanımlamalarla partinin kendini geliştirmesi ve başarılı olması için söylenen her sözü kıymetli buluyorum.
Ekrem Bey, İstanbul’u 25 yıl sonra sosyal demokrat belediyecilikle buluşturan Belediye Başkanımızdır. Yazdığı, söylediği her şeyi dikkatle dinliyoruz. Bu süreçte konuşan, görüş bildiren herkesin açıklamalarını takip ettiğimiz gibi. Cumhuriyet Halk Partisi, 100 yıllık bir siyasi parti. Kurucusu ve ilk başkanı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna layık görülmeniz gerekir. 28 Mayıs’tan bu yana seçmenlerimizle, yurttaşlarımızla, partililerimizle görüşüyoruz. Önceki açıklamalarımda da söylediğim gibi 28 Mayıs’ta büyük bir travma yaşadık. Bu büyük üzüntüyü yaşadığımızdan beri sorumluluk almak gerekirse en üst düzeyde sorumluluk almak gerektiğini, fedakarlık yapmak gerekirse fedakarlıktan kaçınmamak gerektiğini anlatıyorum.
Bu partide sorumluluk makamında bulunmuş bir kişi olarak hesap vermekten de özeleştiri vermekten de kaçmamak gerekir. Olağan bir dönemde değiliz, olağan bir talep açma mekanizmasının yürütüldüğü bir süreçte değiliz. CHP açısından herhangi bir dönemi yaşamıyoruz. Bunun bir kişisel talep konusunda ifade edilmesini doğru bulmam. Sorumluluk almaktan kaçmayacağımı söylemiştim, düşüncemde herhangi bir değişiklik yok.”
’29 EKİM HAFTASI KURULTAY YAPILMALI’
Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeniden iktidar alternatifi olabilmesi için kurultayın olabildiğince erken olması gerektiğini belirten Özel, “Geçmişte kötü örnekler yaşandı. İki güne sıkıştırılmış bir kurultay yerine 3-4 güne yayılan bir kurultayın yapılması düşünülebilir. Kurultay tarihi olarak önerim Cumhuriyetin 100’üncü yılının kutlanacağı haftadır. 29 Ekim’le sonlanan hafta, 3-4 güne yayılan bir büyük kurultayı fırsat olarak görüyorum” dedi.
‘Sızdırılan zoom toplantısı parti hiyerarşisine ve disiplinine uygun mu?’ sorusuna da Özel, “Toplantını kendisi son derece ahlaklı, son derece kurallara saygılı. O video kaydında utanılacak tek bir kelime yok. Kimseyi rencide edecek ifade yok. O toplantıya katılanlar arasında hiyerarşi yok, kimse kimseye patronaj dayatmıyor, kimse açısından kompleks yapacak bir durum yok” şeklinde yanıt verdi.
‘4 KİŞİDEN 3’ÜNÜN OYUNU ALAMADIK’
Özel’in öne çıkan yanıtları şöyle:
“14 ve 28 Mayıs seçimlerinde seçmenin verdiği mesajların tam olarak anlaşılamadığını düşünüyorum. Bu sonucu yenilgi olarak görmeyenler tabanımızın ve örgütümüzün hissiyatını da anlamıyor demektir. Kendi hissiyatının anlaşılmadığını gören seçmenimiz ve tabanımızda yerel seçimleri de etkileyebilecek bir duygusal kopuş tetiklendi. Bugüne kadar partimizin almış olduğu en ağır yenilgilerde dahi, baraj altında kaldığımızda bile yaşanmamış bir öfke söz konusu. Bu durumun yok sayılması partimizin geleceğine ve yaklaşan yerel seçimlere ilişkin kaygılarımızı artırıyor. Tabanımızın hissiyatını anladığımızı tabanımıza hissettirebilirsek, bu travmadan kurtulup ayağa kalkarak birlikte yeni bir mücadele başlatabiliriz.
25,5 milyon oyun sorumluluğunu taşımak kadar, alamadığımız oylara da kafa yormamız gerekiyor. Partimizin milletvekili seçimlerinde her 4 kişiden üçünün oyunu alamadığı gerçeğini görmek gerekiyor. İktidar değiştirmek için yüzde 50’yi hedeflememiz ama yüzde 25 görünmez tavanını tuzla buz edip büyük bir sıçramayı yaptıracak doğru politikalara, yetkin kadrolara ve büyük bir özgüvene ihtiyaç var.
Partimizin üyeleriyle 81 ilde ve neredeyse tüm ilçelerde, sadece Edirne, Antalya, İzmir’de değil, Muş’ta, Iğdır’da, Kilis’te, Rize’de, Kayseri’de, Diyarbakır’da hem partililerimizle birlikte çalışmış, hem vatandaşın partimize ilişkin görüş ve eleştirilerini dinlemiş birisi olarak, birtakım reformları ve devrimleri süratle yapmak zorundayız.
‘HİÇBİRİMİZ MASUM DEĞİLİZ’
Burada tabandan yükselen tepkiyi haklı gördüğümü ifade etmem lazım ancak, sadece yazılı belgeleri değiştirmek yetmez, anlayışı ve iş görüş biçimini değiştirmek gerekir. Bir kurultayda cinsiyet kotasının kötüye kullanımında bir kadın delegenin “Kotaları değil kafaları değiştirmemiz gerekir” isyanı dün gibi aklımda. Bu konularda hiçbirimiz masum değiliz.
‘İMAMOĞLU İSTANBUL’DA EN FAZLA OYU ALACAK SİYASİ’
Sayın Ekrem İmamoğlu, 2019 yerel seçimlerini kazanmış, başarılı bir belediye başkanıdır. Genel Başkanımız dahil altı siyasi partinin genel başkanı tarafından 14 Mayıs seçimlerinden sonraki süreç için cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ilan edilecek kadar parti yönetimlerinin ve tabanımızın takdirini kazanmış bir siyasi figürdür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi için partimiz adına en fazla oyu alabilecek siyasinin de kendisi olduğu açıktır.”