‘Yaşamı için direnen İkizköy Halkını savunuyoruz’
Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve IC Holding tarafından yapılan ağaç kesimi, İstanbul Kadıköy’de protesto edildi. İstanbul Doğa Savunmaları ve İstanbul Tarım Platformu Bileşenleri tarafından düzenlenen basın açıklamasında, “Akbelen Ormanı’ndan vazgeçmiyoruz, yaşamı için direnen İkizköy halkını savunuyoruz” denildi.
Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji, Yeniköy-Kemerköy santralinde kullanılacak kömür için maden sahasını genişletilmek amacıyla 24 Temmuz günü polis, jandarma ve TOMA’lar eşliğinde Akbelen ormanına girerek ağaç kesimi başlatmıştı.
‘İKİZKÖY’DEKİ VAHŞİ EKOKIRIM YENİ OLMAYIP YILLARDIR DEVAM ETMEKTEDİR’
Akbelen’de meydana gelen doğa talanı, bugün İstanbul Doğa Savunmaları ve İstanbul Tarım Platformu Bileşenleri tarafından İstanbul Kadıköy’de düzenlenen basın açıklamasıyla protesto edildi. Basın açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Günlerdir süren ve Muğla/Akbelen’de Limak Holding ve IC Holding tarafından yapılan orman katliamı devletin kolluk güçlerinin himayesinde gerçekleştirilmiş ve bütün ağaçlar kesilmiş, bu hukuksuzluk sürerken devletin kurumları, ilgili bakanlık ve idareler bu duruma sessiz kalmış, ormanını, toprağını, yaşamını savunan ve tek bir ağacını kestirmemek için ağaçlara sarılan İkizköy halkına, baskı, gözaltı ve şiddetli saldırılar yapılmıştır.
Milas İkizköy’deki vahşi ekokırım yeni olmayıp yıllardır devam etmektedir.1996 yılında yöredeki termik santrallerden ikisinin kapatılması yönünde kararlar olmasına karşın hukuksuz bir şekilde bu kararlar çiğnenmiş aksine bugüne kadar sekizi köy 12 yerleşim yeri ortadan kaldırılmıştır. Milas ve Yatağan’daki kömür yakıtlı üç termik santral, Muğla’nın tarım arazilerini, zeytinliklerini, ormanlarını, havasını, suyunu yok etmeye devam etmekte, ormansızlaşma sadece ormanlara ve içindeki canlılara zarar vermekle kalmamakta, iklim ve çevre değişikliği gibi temel olumsuzlukların yanında yeni hastalıkların ortaya çıkmasına ve yayılmasına yol açarak insan ve diğer tüm canlılara zarar vermektedir.
‘İNSANLARA VE DOĞAYA EZİYET ETMEKTEKİ AMACINIZ NEDİR?’
Bu durumun ekosistemi yok ettiği ve bölgenin geri dönüştürülemeyecek şekilde tahrip edildiği 25.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilmekle birlikte, Bilim insanlarının ve ilgili çevre örgütlerinin bu tehlikeler karşısında yaptıkları uyarılara ve yöre halkının yıllardır karşı çıkmasına rağmen bu ‘kirli enerji’ modeli her fırsatta dayatılmakta ve üstün kamu yararı hiçe sayılmaktadır.
Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki olan YK Enerji, bilimsel gerçeklere rağmen planlı olarak kamuoyunu yanıltarak medyaya geçtiği basın bültenlerinde kendini aklamak için; toplam ruhsat sahasının 23 bin 307 hektar olduğunu, bunun sadece 78 hektarının orman olduğunu, bu miktarın da orantısal açıdan ‘oldukça küçük’ olduğunu iddia etmektedir.
Bu durumda, soruyoruz: Yöre halkının ve tüm doğaseverlerin karşı çıkmasına karşın; insanlar ve tüm canlılar için yaşam kaynağı olan, içinde ve çevresinde zeytin ağaçları ile kaplı bu ‘oldukça küçük’ dediğiniz orman parçasını, insanlığı bekleyen tehlikelere, bilimsel gerçeklere, anayasaya, yasalara ve halka rağmen; devletin kolluk güçleri aracılığıyla insanlara ve doğaya eziyet ederek kesmekteki amacınız nedir?
‘GÜVENLİK GÜÇLERİ ORMANLARI KORUMAK İSTEYENLERE ‘TERÖRİST’ MUAMELESİ YAPIYOR’
Anayasa’nın 169’uncu maddesi açıkça ‘Bütün Ormanların gözetimi devlete aittir’, ‘Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez’ ve ‘Ormanların tahrip edilmesine yol açan hiçbir siyasi propaganda yapılamaz’ demektedir, ancak tüm dünya kamuoyunun gözü önünde bir orman alanı Anayasanın bu bağlayıcı hükmüne rağmen yok edilmiştir. Yöre halkı ve doğaseverler, kesilmekten kurtarmaya çalıştıkları ağaçlara sarılırken, devletin güvenlik güçleri aldıkları talimatla ormanları korumak isteyen bu insanlara ‘terörist’ muamelesi yapıyor. Ülkeyi ve ormanları korumakla görevli polis ve askerlerin himayesinde Anayasal bir suç işleniyor.
Akbelen’de vahşice sürdürülen orman kıyımı acilen durdurulmalı, protesto hakkını kullanarak ormanı ve yaşam alanlarını korumaya çalışan Akbelen İkizköy – Hatay Dikmece halkına ve ülkenin her yerinde doğayı ve yaşam alanlarını savunan insanlara yönelik uygulanan baskıya, şiddete ve gözaltılara bir an önce son verilmelidir. Ağaç, orman, doğal ve kültürel varlıklar ve sağlıklı kentler için ranta karşı mücadele veren Gezi tutsakları bir an önce salıverilmelidir.
Muğla, Manisa. Çanakkale, İzmir, Aydın, Kemer ve Cudi’de çıkan ve diğer çıkabilecek olan orman yangınlarının nedenleri ortaya çıkarılmalı şeffaf olarak kamuoyu ile paylaşılmalı, sorumlular ve ihmali olanlar cezalandırılmalıdır.
‘YAŞAMI İÇİN DİRENEN İKİZKÖY HALKINI SAVUNUYORUZ’
İhbar ediyoruz: Tüm canlılara sonsuz yaşam kaynağı olan ormanları korumak ve geliştirmek, Anayasal bir zorunluluk iken; kamunun sermaye ile iş birliği içinde, yükselen tüm itirazlara rağmen hızla ormanı yok etmesi, açıkça kamunun görevini kötüye kullanması anlamı taşımaktadır. Bu kararın altına imza atan kamu görevlilerinden, kararı hayata geçirme emrini verenlerden, Limak yetkililerine kadar tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz.
İstanbul Doğa Savunmaları ve İstanbul Tarım Platformu Bileşenleri olarak, Akbelen Ormanı’ndan vazgeçmiyoruz, Yaşamı ve yaşamı için direnen İkizköy Halkını savunuyoruz!
Bu ülkenin Toprağına, Suyuna, Ormanına, Doğasına sahip çıkıyoruz, çıkacağız.”